Talha Özmen
Uluslarası yayın yapan bir haber ajansı ABD’li kaynaklara dayandırdığı bir haberde, ABD ordusu‘nun Irak’taki üssüne drone saldırısı yapıldığını belirtti. Söz konusu üsse İran da 2020 yılında ABD’nin öldürdüğü Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani‘nin intikamını almak için saldırmıştı.
Uluslarası yayın yapan bir haber ajansının üst düzey ABD kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Irak’taki ABD birliklerine yönelik bir insansız hava aracı saldırı yapıldığı açıklandı. Ajansın kaynakları insansız hava araçlarının Irak’ta ABD askerlerinin konuşlandığı Ayn’ül Esad Hava Üssü‘nü vurmaya çalıştığını söyledi.
Haberde, “ABD ordusu Çarşamba günü erken saatlerde Irak’taki güçlerine yönelik bir saldırıyı, 2 insansız hava aracını saldırmadan bertaraf etti” denildi. Ajansın muhatapları saldırıdan hangi ülke ya da hareketin sorumlu olduğuna dair bir açıklama yapmadılar.
DAHA ÖNCE İRAN VURMUŞTU
Irak’ta bulunan Ayn’ül Esad Hava Üssü’nü 8 Ocak 2020 tarihinde İran füzeleri vurmuştu. İran Devrim Muhafızları, gece yarısı başlayan ve en az 22 füze atılan saldırıların ABD’nin öldürdüğü Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin intikamını almak üzere yapıldığını açıklamıştı.
Daha önce Süleymani’nin intikamı için vurulan üssün bugün tekrar saldırıya uğraması dikkat çekti. Eski Kudüs Gücü Komutanı Süleymani ve İran’ın Hamas‘a verdiği destek biliniyor. Washington merkezli bir araştırma enstitüsü de dün yayınladığı makalede yaşadığı dönemde Hamas’a eğitim verdiği ve silah sağladığı bilinen Süleymani’nin saldırıyı da çok önceden planladığı öne sürdü.
BASKININ PLANI KASIM SÜLEYMANİ’DEN
ABD’li yetkililer İran’ın Hamas’a saldırı için destek verdiğine dair somut bir kanıt olmadığını belirtirken, Washington merkezli Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü olan MEMRI‘ye göre, Gazze’yi 2006 yılından bu yana yöneten Hamas 7 Ekim saldırısını uzun süredir planlıyordu.
Enstitüye göre kuruluşundan bu yana İsrail’i yok etmek isteyen İran için Hamas, Filistin İslami Cihat Örgütü, Lübnan’daki Hizbullah, Irak ve Suriye’deki çeşitli Şii milis gruplarıyla birlikte kilit bir parça.
Analizdeki en dikkat çekici kısım ise, Hamas baskınını planlayan ismin bir dönem Ortadoğu’nun en korkulan figürü olan Kasım Süleymani olduğu iddiası.
İran’ın yurt dışındaki operasyonlarını yöneten Kudüs Gücü’nün başındaki Kasım Süleymani, 2020’nin ilk günlerinde ABD’ye ait bir insansız hava aracının ateşlediği füzelerle Irak’ın başkenti Bağdat‘ta öldürüldü. Neredeyse İran-ABD savaşına neden olacak suikastın ardından Tahran yönetimi intikam yeminleri etti, Irak’ta konuşlu ABD üssüne çok sayıda füze fırlattı.
‘İNTİKAMIN BİR PARÇASI’
MEMRI, İran medyasında çıkan makalelere dayandırdığı analizinde Kasım Süleymani’nin beş yıllık planlar dahilinde Filistin’de bulunan örgütlerle muhtemel bir saldırıyı ‘formüle’ ettiğini yazdı. Nitekim, İran’da rejimin sesi olarak bilinen Kayhan gazetesinde yer alan bir makalede, 7 Ekim baskınının tam beş yıl önce Süleymani tarafından planlandığı öne sürüldü. Kayhan, söz konusu yazıda “Filistin’deki direniş gruplarının bu beş yıllık plana sadık kalması, Süleymani’nin şehadetinin bir meyvesi ve intikamının bir parçası” ifadesini kullandı.
Kayhan ayrıca dini lider Hamaney’in geçen yıl ‘fetih’ vaadinde bulunduğunu ve bu yıl da ‘tam fethin duyurusunun’ olacağını söylediğine de dikkat çekti. Gazeteye göre, Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonu Hamaney’in bahsettiği İsrail’in fethinin bir parçası.
ODATV KURULUŞUN PEŞİNE DÜŞTÜ
Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü olan MEMRI’nin kurucu iki isminin ise Yahudi olması dikkat çekti.
1997’de kurulan MEMRI’nin başkanlığını Yigal Carmon yürütüyor.
Carmon’un aynı zamanda kurucusu olduğu enstitünün bir diğer kurucu ise Meyrav Wurmser.
MEMRI’nin başında bulunan Carmon geçmişi ise ayrıca dikkat konusu oldu.
ESKİ İSTİHBARATÇI ÇIKTI
1968’de İsrail Savunma Kuvvetleri(IDF)‘ne katılan Yigal Carmon 1988’e kadar İstihbarat Teşkilatı‘nda görev yaparak Albay rütbesine ulaştı.
Carmon, daha sonra İsrail başbakanları Yitzhak(İsak) Shamir ve Yitzhak (İsak) Rabin’in terörle mücadele danışmanlığı görevinde bulundu.
İsak Rabin’in danışmanlığı görevinden ayrılan Yigal Carmon’ın ayrılma sebebi ise 1993 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü ile imzalanan Oslo Anlaşmaları* oldu.
İSAK RABİN KİMDİR
İsrail’in beşinci başbakanı olan İsak Rabin, 1993’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat ile Beyaz Saray’da tarihi bir anlaşma gerçekleştirdi. Bu anlaşma, İsrail ile FKÖ arasında karşılıklı tanınma ilkelerini kapsıyordu. Anlaşma, bölgede iki devletli bir çözüme doğru atılan önemli bir adım olarak görülüyordu.
Ancak bu barış anlaşması İsrail içinde herkes tarafından olumlu bir şekilde karşılanmadı. Özellikle ülkenin dini ve milliyetçi kesimleri, Filistinlilere toprak vermenin ve barışçıl davranmanın İsrail’in varlığına ve toprak bütünlüğüne zarar vereceğini söylüyordu. Aşırı sağcı kesim, Rabin’in politikalarını “hainlik” olarak nitelendiriyordu.
İsak Rabin, 4 Kasım 1995’te Tel Aviv‘de düzenlenen bir barış mitingi sonrasında aşırı milliyetçi bir Yahudi olan Yigal Amir tarafından suikasta uğrayarak öldürüldü. Amir, suikasta gerekçe olarak Oslo Anlaşmaları’nı gösterdi.
Talha Özmen
(*Oslo Anlaşmaları: Anlaşma, Norveç’in başkenti Oslo’da 20 Ağustos 1993 tarihinde sonuçlandı. Daha sonra resmen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Başkanı Yaser Arafat, İsrail Başbakanı İzak Rabin tarafından 13 Eylül 1993 tarihinde Washington’da halka açık bir törenle imzaladı. Törene dönemin ABD Başkanı Bill Clinton, Filistin Kurtuluş Örgütü’nden Mahmud Abbas, İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Peres, ABD Genel Sekreteri Warren Christopher ve Rusya Dışişleri Bakanı Andrei Kozyrev katıldı.
Anlaşma, Filistin geçici özyönetimi olan Filistin Ulusal Yönetimi’nin (FUY) kurulmasını sağladı. Filistin Yönetimi, kontrolü altındaki bölgenin yönetiminden sorumlu olacaktı. Anlaşmalar ayrıca İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın bazı bölgelerinden çekilmesi çağrısında bulundu.
Bu düzenlemenin, kalıcı bir anlaşmanın müzakere edileceği beş yıllık bir ara dönem sürmesi bekleniyordu (en geç Mayıs 1996’da). Kudüs, Filistinli mülteciler, İsrail yerleşimleri, güvenlik ve sınırlar gibi geriye kalan sorunlar bu dönemde “kalıcı statü müzakerelerinin” bir parçası olacaktı.
Ağustos 1993’te heyetler, Oslo ziyareti sırasında Peres tarafından gizlilik içinde imzalanan bir anlaşmaya vardı. Karşılıklı Tanıma Mektupları’nda FKÖ, İsrail Devletini tanıdı ve şiddeti reddetme sözü verdi ve İsrail FKÖ’yü Filistin halkının temsilcisi ve müzakerelerin ortağı olarak tanıdı. Yaser Arafat’ın İşgal Altındaki Filistin Toprakları’na dönmesine izin verildi. 1995’te Oslo I Anlaşmasını Oslo II izledi.)