‘Pasif-agresif’ terimi, genellikle bir kişinin içsel öfkesini ya da duygusal çatışmalarını dışa vururken dolaylı ve pasif bir şekilde davranmasını ifade eder. Yani kişi kendi içinde bastırdığı ve ifade edemediği öfkesini, pasif davranışlarda bulunarak karşı tarafta ortaya çıkartır. Ancak, ‘pasif-agresif kişilik bozukluğu’ resmi bir tanısal kategori değildir. Bununla birlikte, belirli kişilik bozuklukları veya özellikler bu tür davranışları içerebilir. Pasif-agresif davranışlar, kişinin doğrudan ve açık bir şekilde ifade etmek yerine, dolaylı yollarla öfke, direniş veya düşmanlık ifade etmesini içerir. Bu davranışlar genellikle iş birliği yapmayı reddetme, sözde unutkanlık, direnç gösterme ve eleştiri yapma gibi örnekleri içerebilir. Kişi, başkalarına karşı duygusal bir mesafe koruyarak veya doğrudan ifade etmek yerine bu tür pasif davranışlarla başa çıkma eğilimindedir. Ancak, DSM-5 (Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Diagnostik ve İstatistik El Kitabı) gibi kılavuzlarda ‘pasif-agresif kişilik bozukluğu’ olarak resmi bir tanı bulunmamaktadır.
Pasif agresif kişilik bozukluğunun özellikleri
Pasif-agresif kişilik özellikleri genellikle kişinin içsel çatışmalarını ve öfkesini dolaylı yollarla ifade etmeye eğilimli olduğunu gösterir. Pasif-agresif kişilik özelliklerine dair genel örnekler şunlardır.
1- İş birliği yapmamak: Pasif-agresif bireyler, önerilere veya taleplere direnç göstererek iş birliği yapmamaya eğilimlidirler. Sözde unutkanlık, geç cevap verme veya başkalarını geç cevap verme konusunda suçlama yapma gibi davranışlar bu kategoriye örnektir.
2- Eleştiri ve şikâyet: Pasif-agresifler, doğrudan ifade etmek yerine eleştiri ve şikayetlerini dolaylı yollarla ifade edebilirler. Eleştirilerini sürekli ve genellikle sitemkâr bir tonla ifade edebilirler.
3- İfade edilmeyen öfke: Pasif-agresif bireyler genellikle duygusal öfkeyi içlerinde biriktirirler ve bunu dolaylı yollarla ifade ederler ve karşı tarafta bu öfkeyi ortaya çıkartacak davranışlarda bulunurlar. Bu, sözde şaka yapma, mizahi olmayan alaylarla ifade edilen espriler yapma veya jestlerle gösterilen öfkeyi içerebilir.
4- Bağımlılık: Pasif-agresifler, başkalarına bağımlılık yaratma eğiliminde olabilirler. Yardım almak ve bağımlılık yaratmak suretiyle, başkalarını kontrol etmeye çalışabilirler.
5- Problemleri çözme yoksunluğu: Pasif-agresif bireyler, sorunları açıkça ifade etmek yerine, dolaylı yollarla bu sorunları çözmeye çalışabilirler. Sorunlarını ifade etmek yerine, manipülasyon ve dolaylı anlatımlar kullanabilirler.
Pasif-agresif davranışlar genellikle kişinin içsel çatışmalarını ve ifade edilmemiş öfkesini yansıtır. Bu tür davranışlar, kişinin başkalarına doğrudan ifade etmekten kaçındığı duygularının bir sonucu olabilir. Bu davranışlar hem kişinin kendisi hem de çevresindeki ilişkiler açısından sorunlara neden olabilir.
Daha çok kimlerde görülür?
Pasif-agresif davranışların temelinde genellikle çeşitli psikolojik ve duygusal faktörler yer alır. Bu davranışlar, kişinin başkalarına karşı ifade etmekte zorlandığı öfke, güvensizlik, korku, düşmanlık gibi duyguları dolaylı yollarla ifade etme eğilimini yansıtabilir. Bazı yaygın nedenler şunlardır:
1- İfade edilmemiş öfke: Pasif-agresif davranışlar genellikle kişinin doğrudan öfkesini ifade etmekte zorlandığı durumlarla ilişkilidir. Bu öfke, genellikle çocukluk döneminde öğrenilmiş bir davranış biçimi olabilir.
2- Çatışma korkusu: Pasif-agresif bireyler, doğrudan bir çatışma ile başa çıkmaktan kaçınabilirler. Çatışma korkusu, kişinin duygusal güvensizlik hissi yaratır ve bu nedenle duygularını doğrudan ifade etmek yerine dolaylı yollarla ifade etmeye yönlendirir.
3- Duygusal bastırma: Pasif-agresif kişilikler genellikle duygusal ifadeden kaçınma eğilimindedirler. Duygusal ifadeden kaçınma, bu duyguların dolaylı davranışlarla ifade edilmesine yol açabilir.
4- Kontrol ihtiyacı: Pasif-agresif davranışlar, kişinin çevresindeki olayları kontrol etme ihtiyacından kaynaklanabilir. Kişi, çevresindeki kişileri etkileyebilmek için dolaylı yolları tercih edebilir.
5- Bağımlılık ve güç ilişkileri: Pasif-agresif davranışlar, bağımlılık ilişkilerinde ya da güç dengelerinde ortaya çıkabilir. Kişi, başkaları üzerinde etki yaratmak için bu tür davranışları kullanabilir.
Pasif-agresif davranışlar genellikle belirli kişilik özellikleri veya bozukluklarla ilişkilidir. Bu davranışlar, çoğunlukla obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu, bağımlı kişilik bozukluğu veya borderline kişilik bozukluğu gibi kişilik bozukluklarının bir parçası olarak ortaya çıkabilir. Bu davranışların daha çok görüldüğü kişiler arasında, çocukluk döneminde öğrenilmiş bir pasif-agresif davranış biçimine sahip olanlar, düşük özsaygıya sahip olanlar, başkalarını kontrol etmeye çalışanlar ve duygusal ifade konusunda sınırlılıkları olanlar bulunabilir. Pasif-agresif davranışlar genellikle kişinin kendi içsel zorluklarından kaynaklanır, ancak bu davranışlar çevresindekilerle olan ilişkileri olumsuz etkileyebilir.
Tedaviye ikna etmek kolay mı?
Pasif-agresif kişilerin tedaviyi kabul etmeleri ve pasif-agresif olduklarını kabul etmeleri, bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Pasif-agresif kişilik özellikleri genellikle kişinin kendisi ve çevresi üzerinde olumsuz etkilere yol açar, bu nedenle bu durumu fark etmek ve tedavi için yardım aramak önemli olabilir. Ancak, pasif-agresif bireyler genellikle çatışmalardan kaçınmaya ve duygularını doğrudan ifade etmekten kaçınmaya eğilimlidirler. Bu nedenle, kendi pasif-agresif davranışlarını fark etmeleri ve bunun bir sorun olabileceğini kabul etmeleri bazen zor olabilir.
Ayrıca, pasif-agresif bireyler, başkalarını suçlamaya veya dış faktörlere atıfta bulunmaya eğilimli oldukları için, kendi sorumluluklarını kabul etmekte zorlanabilirler. Tedavi sürecine olan katılım, kişinin bu sorunları fark etme kapasitesi, kişilik yapısı ve motivasyon seviyesi gibi faktörlere bağlıdır.
Terapiye başlamak için şu adımlar atılabilir:
1- Farkındalık oluşturma: Pasif-agresif davranışlarını fark etmek, bireyin kendisi ve ilişkileri üzerindeki etkilerini anlaması için önemlidir.
2- Motivasyon oluşturma: Kişi, pasif-agresif davranışlarından kaynaklanan olumsuz sonuçlardan rahatsızlık duyuyorsa veya ilişkilerinde sorunlar yaşıyorsa, bu durumu değiştirmeye yönelik bir motivasyon geliştirebilir.
3- İletişim becerilerini geliştirme: Terapi, kişinin duygularını doğrudan ve etkili bir şekilde ifade etmesine yardımcı olabilir. İletişim becerilerini güçlendirmek, çatışmaları daha sağlıklı bir şekilde çözebilme yeteneğini artırabilir.
4- Sorumluluk alma: Pasif-agresif bireyler genellikle sorumluluklarını reddeder veya dış faktörlere atıfta bulunurlar. Terapi, kişinin kendi davranışları üzerinde kontrol sahibi olmasını ve sorumluluk almasını destekleyebilir.
Pasif-agresif davranışlarla başa çıkma süreci kişiseldir ve her birey için farklılık gösterir. Ancak, bir mental sağlık profesyoneli ile çalışmak, bireyin kendi davranışları hakkında farkındalık kazanmasına, değişim isteği oluşturmasına ve daha sağlıklı bir iletişim tarzı geliştirmesine yardımcı olabilir.
Nasıl bir tedavi uygulanır?
Pasif-agresif kişilik özelliklerine sahip bireylerde birçok tedavi yöntemi bulunmakla birlikte en etki tedavi MetaPsikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisidir. MetaPsikoterapi kişinin pasif-agresif davranışlarını anlamasına, bu davranışları değiştirmeye yönelik stratejiler geliştirmesine ve daha sağlıklı bir iletişim tarzı kazanmasına yardımcı olabilir. MetaPsikoterapi, pasif-agresif davranışların temelinde yatan duygusal ve psikolojik faktörleri anlamaya yöneliktir. Terapide, bireyin geçmiş deneyimleri, duygusal tepkileri ve mevcut davranışları üzerinde çalışılır.
Pasif-agresif bireyler genellikle duygularını doğrudan ifade etmekte zorlanır. Terapide, sağlıklı iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılır. Duygularını ifade etme, sınırlarını belirleme ve çatışma çözme becerileri üzerinde odaklanılır. Bireyin kendi pasif-agresif davranışlarını ve bu davranışların olumsuz etkilerini anlaması önemlidir. Terapide farkındalık oluşturmak için çeşitli teknikler kullanılabilir. Pasif-agresif davranışlar genellikle stresle başa çıkma mekanizmaları olarak ortaya çıkar. Stres yönetimi stratejileri öğretilerek, bireyin duygusal dengeyi sağlaması hedeflenir. Terapide birey, kendi davranışları ve duygusal tepkileri üzerinde sorumluluk almaya teşvik edilir.
Pasif-agresif davranışların arkasındaki duygusal dinamikleri anlamak ve değiştirmek için sorumluluk alma önemlidir. MetaPsikoterapi’ye gerektiğinde eklenen grup terapisi, benzer zorluklarla başa çıkan bireylerin bir araya gelerek deneyim paylaşmalarına ve destek almalarına olanak tanır. Grup terapisi, bireyin sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Tedavi süreci kişisel ihtiyaçlara ve terapistin yöntemine göre değişebilir. Bireyin tedaviyi kabul etme isteği, değişim yapmaya yönelik motivasyonu ve terapiye bağlılığı, tedavinin etkinliğini etkileyen faktörlerdir.
Web
Instagram
Facebook
X
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio